Ana Temeli Rasulullah Tarafinda Atılan Bu Kutlu Soy Müessesesi Kapatılınca, Meydan Sahte Seyyidlere, şeyhlere,dedelere ve mürşitlere kalmıştır.
Hiç kimsede onlara engel olamadı;
Halife Harun-u Raşid gibi hiç kimsede bunları İmtihana tabi tutamadı?..
Seyyidlerin Mahkemelerini kuran,Gerçek Seyyidleri tespit eden, ve sahte Seyyidlerin Korkulu Rüyası “Nakibü’l Eşrâflık teşkilatı’nı yeniden kim kurabilecek?..
Daha Şeyh,mürşit ve dede olamadan Seyyidlik iddiasında bulunanlar…
Bir zamanlar, isimleri Şeyhmus,ve dedo olanlar bile isimleri ile çağırıldıklarında korkudan kendilerini inkar eder duruma gelenler…
Son dönemlerde mütesseyyidlerin üzerindeki baskıların azalmasıyla birlikte sahtekarlara meydan açıldı.
Daha birkaç yıl öncesine kadar müslüman olduğunu alenen söyleyemeyeler, bazı kalpazanların 3000-5000 liraya düzenledikleri sahte şecerelerle Seyyid veya Şerif olduklarını iddia etmeye başladılar…
Herkes Şeyh olabilir,mürşit olabilir,dede olabilir ama! Herkes Seyyid olamaz.
Zira şeyhlik,mürşitlik ve dedelik bir uzmanlıktır, eğitimdir ve tecrübedir. Tasavvufta ya da başka bir ilim dalında Şeyh olunabilir ama Seyyid olunamaz.
Seyyidlik soydur, neseptir. Resulullahın pak neslidir.Fakat Seyyidler Şeyh,mürşit ve dede olabilirler.
Antiparantez şunu da ifade edeyim ki; memleketimizde Şeyh denilince, kerameti olan, gelecği bilen, gaybdan haberdar olan zat olarak bilinir. Oysa Allah (c.c.) dan ilham gelmeden Peygamberler bile ne keramet ne mucize gösterebilirler. Keramet, mucize, ve muavenet gibi haller Allah (c.c.) nın sevdiği kullarına hediyesidir.
O isterse verir. Yoksa her istediğinde olmaz…
Hülasa; Seyyid olup aslını inkar edenlere ve Mütesseyyidlere- sahte seyyidlere Lanet vardır…
Bunlar mahşerde Resulullah’ın yüzüne bakabilecekler mi?
Tabi o mübarek yüzü görebilseler.
Dünya Menfiatı İçin ahiretini feda edenlere yazıklar olsun derim.