Close Menu
    Dünya Sadat HaberDünya Sadat Haber
    • Hz. Peygamber’in Hayatı
    • Hz. Ali’nin Hayatı
    • Sahabelerin Hayatı
    • Ehli Beyt’in Faziletleri
    • Nakibul Eşraf
    • Bilim ve Teknoloji
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Diğer
      • Genel
      • Ehli Beyt’e ve Hz. Ebu Talib’e Atılan İftiralara Cevaplar
      • Hadis
      • Fıkıh
      • İslam Tarihi
      • Kelam
      • Tasavvuf
      • Tercüme
    Dünya Sadat HaberDünya Sadat Haber
    You are at:Anasayfa » HZ.PEYGAMBER (S.A.S.)’E İMÂN, İTAAT VE BİAT ETTİK Mİ ?
    Genel

    HZ.PEYGAMBER (S.A.S.)’E İMÂN, İTAAT VE BİAT ETTİK Mİ ?

    Cesim ZeydaniBy Cesim Zeydani8 Mayıs 2022Yorum yapılmamış9 Mins Read
    Paylaş:

    Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

    Allah’ın yeryüzüne din olarak gönderdiği İslam, Hz. Âdem (a.s.) ile başlamış Hz. Muhammed (s.a.s.) ile kemale erdirilmiştir.

    Tevhid kelimesinin ikinci bölümü, Hz.Muhammed’in (s.a.s.) Allah’ın (c.c.) Resûlü /elçisi olduğuna iman etmektir.

    ‘’(Habibim, ya Muhammed!) De ki: Ey insanlar! Muhakkak ki ben, sizin hepinize, göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan Allah’ın (gönderdiği) peygamberiyim. O’ndan başka ilâh yoktur; (O) hayat verir ve (O) öldürür. Öyleyse Allah’a ve O’nun ümmî peygamber olan Resûlüne iman edin; O (peygamber) ki, Allah’a ve O’nun kelimelerine (kitaplarına) iman eder. O’na tâbi’ olun ki hidayete eresiniz.” (Â’raf/158)

    Allah’a iman etmiş olmak için Hz. Muhammed’in (s.a.s.) peygamber olduğunu kabul etmek yetmez, aynı zamanda Peygamber Efendimizin son peygamber olduğunu kabul edip,ona biât ve itaat etmek de imanın gereğidir.

    Hz. Peygamber’e (s.a.s.) iman,itaat ve biat nedir?

    İman-ı kâmil:“Kalb ile tasdik, dil ile ikrar, (azalarla) beden ile amelden müteşekkil mükemmel iman demektir.” (1)

    Dil ile “iman ettim” sözü, sadece kalpte yerleşen imanın varlığını haber veren ve kişinin Müslüman olduğunu beyân eden bir ifadeden öteye geçmez.

    Rabbimizin buyurduğu gibi;’’İnsanlar hiç imtihân edilmeden, (sâdece) “Îmân ettik!” demeleriyle (kendi hâllerine) bırakılıvereceklerini mi sandılar? (Ankebût/2 )

    İman, sırf dil ile söylenen bir sözden ibâret değildir. Kendine has mesuliyetleri ve ağırlıkları bulunan, kişiye birtakım sorumluluklar yükleyen, ateşin, yakması, suyun ıslatması, elektriğin çarpması gibi ciddi birtakım tezâhürleri olan bir hakikattir.

    Her Müslüman, imanın gereği olarak yaptığı amellerin karşılığında belli derece elde eder.

    ’’Onların Allah yanındaki dereceleri farklı farklıdır. Allah onların yaptığı her şeyi görmektedir.” (Âli İmrân/163)

    Kur’ân-ı Kerim’de biatten açıkça bahsedilmiş, övülmüş ve teşvik edilmiştir. Ayetlerde biatin önemi yanında, şekli, gereği ve hedefine de işaret edilmiştir. Biati en çarpıcı ifadelerle dile getiren ayet şudur:

    “Resûlüm! Sana biat edenler şüphesiz Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli (kudreti) onların ellerinin üzerindedir. Kim yaptığı ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile yaptığı ahdine vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih /10)

    Kur’an-ı Kerim, peygamberlerin kendilerine itaat edilmesi için gönderildiğini ifade eder ve hidayetin ancak onlara uymakla gerçekleşeceğini haber verir.

    Kur’an’da peygambere itaat genellikle Allah’a itaat emrinin hemen arkasından gelmektedir.

    ‘’De ki: «Allah’a itaat edin ve Peygambere itaat edin.»’’ (Nur/54.)

    Şu ayet-i kerime de ise Allah Teâlâ’nın bütün müminlerle yaptığı sözleşmenin gerekliliği, önemi ve sonucu dile getirilmiştir:

    “Allah müminlerden, kendilerine cenneti verme karşılığında mallarını ve canlarını satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. Bu, Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da yazılmış Allah üzerine hak bir vaattir! O halde onunla yapmış olduğunuz bu alış-verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük bir kazançtır.” (Tövbe 9/111).

    Bu sözleşmelerin ilki, ruhlar aleminde, elest bezminde yapılan sözleşmedir “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuştu. Onlar da: “Evet, şâhitlik ederiz ki sen bizim Rabbimizsin” demişlerdi’’. (A’raf 7/172).

    Cenab-ı Hak,ayetlerde bütün insanlarla, kendilerine kitap ve ilim verilenlerle ve peygamberlerle yaptığı ahidlerden bahsetmiş; Allah’a verdiği sözü bozanları kınamıştır.

    ‘’Hâlbuki Allah’ın ahdini (O’na) kat’î olarak verdikleri sözden sonra bozanlar, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (akrabâlar ve mü’minler arasında olması gereken irtibâtı) kesenler ve yeryüzünde fesad çıkaranlara gelince, işte onlar yok mu, lâ’net onlaradır; yurdun kötüsü (Cehennem) de onlar içindir!’’ (Ra’d /25)

    Bu ayeti kerimede de görüldüğü gibi Rabbimiz ahidlere sadık kalınmasını emretmiş gerçek müminlerin ahdine vefa gösterdiğini bildirmiştir.

    İlk Akabe bîatında bulunanlar şu hususlarda Resûlullah’a bîat ettiler:

    ~ Allah’a hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamak,

    ~ Hırsızlık yapmamak,

    ~ Zina etmemek,

    ~Çocuklarını öldürmemek,

    ~ Kimseye iftirâ etmemek,

    ~ Hiçbir hayırlı işe karşı çıkmamak. (2)

    ~ Gerek sıkıntı ve darlıkta ve gerekse refah ve sevinç halinde söz dinlemek ve itâat etmek başta gelir.

    ~ Ve sen bizzat, bizim üstümüzde (canımızdan daha çok ) bir tercihe sahip olacaksın ve senin hiçbir iyi hareketinde sana karşı itâatsizlik etmeyeceğiz.”(3)

    ~ Nerede olursak olalım, hakkı söyleyeceğiz.

    ~Gerekirse savaşacağız.

    ~ Allah yolunda, kimsenin ayıplamasından korkmayacağız.

    Bu bîattan sonra Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hitaben şöyle buyurdu:

    “-Sizden, verdiği sözde duranın ücret ve mükâfatını Allah, tekeffül etmiş, onlara Cenneti hazırlamıştır.

    Kim insanlık icâbı, bunlardan birini işler de ondan dolayı dünyada cezaya uğratılırsa, bu ona kefaret olur.

    Kim de yine bunlardan, insanlık haliyle birini irtikab eder de işlediği o şeyi Allah gizler, açığa vurmazsa, onun işi de Allah’a kalır. Dilerse onu bağışlar, dilerse azaba uğratır.” (4)

    ‘’Peygamber’e itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de itaatten yüz çevirirse aldırma! Çünkü biz seni, onların üzerine bekçi olarak göndermedik.’’ (Nisa/80)

    Kur’an-ı Kerim, peygamberlerin kendilerine itaat edilmesi için gönderildiğini ifade eder ve hidayetin ancak onlara uymakla gerçekleşeceğini haber verir.

    Resûlullah (s.a.s.), hayatın her sahasında ve her seviyeden insan için en mükemmel bir örnek ve en büyük fazilet numûnesidir.  O, hem dini hükümleri nazarî olarak tebliğ etmiş, hem de bunları kendi yaşayışıyla tatbik, izah ve tarif etmiştir.

    Ayet-i kerimede söylenmek istenen tam da budur. Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için Resûlullah mükemmel bir örnektir. Hz. Aişe (r.a) validemize“-Peygamber nasıl yaşar?”diye sorduklarında “-O yürüyen bir Kur’an gibidir”şeklinde cevap verir. Yürüyen Kur’an gibi yaşayan ve hareket eden bir Peygamberin hayatının her alanı en faziletli örnektir.

    Resûl-i Ekrem (s.a.s.):

    ~İtikatta,

    ~Amelde,

    ~Muâmelâtta,

    ~Ahlâk ve âdâbta örnektir.

    ~Savaşta,

    ~Barışta,

    ~Zorlukta-Kolaylıkta,

    ~Darlıkta-genişlikte nasıl davranılacağı hususunda da örnektir.

    Resûl-i Ekrem (s.a.s.) manevî sahada:

    ~Örnek bir mürşid,

    ~İdeal bir âlim ve muallim,

    ~En mükemmel bir ahlâk örneği,

    ~İdeâl eğitimci,

    ~Örnek bir devlet başkanı,

    ~En iyi komutan,

    ~İyi bir diplomat,

    ~Mükemmel bir eş ve bir baba,

    ~Sadık bir arkadaş,

    ~Emin bir komşu olarak örnektir.

    Müslümanlar, hayatlarının her yönünde Allah Resûlü’nün söz, fiil ve davranışlarını ölçü olarak alıp, şahsiyet ve karakterlerini ve hayat tarznı ona göre şekillendirmelidir.

    “Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir;.”(Ahzâb/ 6)

    Sahabilerde bunun birçok canlı misalini görmek mümkündür. Onlar bu yolda eşsiz ve erişilmez fedakârlık örnekleri vermişlerdir.” İnandık” demekle yetinmemişler, Resûlullah’a (s.a.s.) itaat ve sevgi uğrunda her türlü zulme ve işkenceye göğüs germişlerdir.

    Hz. Ali’ye (r.a.) “-Siz Resûlullah (s.a.s.)’ı ne kadar seviyordunuz?” diye sorulduğunda, şu cevabı vermişti:

    “-Resûlullah bize malımız mülkümüz, çoluk çocuğumuz, anamız ve babamızdan daha sevgili idi. Ona, susadığımızda soğuk suya duyduğumuz arzudan daha çok arzu duyar, daha çok severdik.” (5)

    Bu sevgi Resûlullah’ın şu mübarek sözüne bağlılıklarının ifadesinden başka bir şey değildi:

    “-Hiçbiriniz beni anasından babasından, çoluk çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe tam iman etmiş olmaz.” (6)

    Resûlullah (s.a.s.) Hz. Ömer’e (r.a.): “Beni ne kadar seviyorsun?” diye sorduğunda.

    “-Seni canımdan başka her şeyden çok seviyorum!”dedi.

    Resûlullah en can alıcı noktaya dikkatini çekmişti;

    “-Canından da çok sevmedikçe tam iman etmiş olamazsın, ya Ömer!” buyurmuştur.

    Resûlullah’ı nasıl ve ne derece sevmesi gerektiğini öğrenen Hz. Ömer de (r.a.) ;

    “-Canımdan da çok seviyorum yâ Resûlullah!” diye cevap vermişti.

    Peygamberimiz (s.a.s.),

    “-Şimdi oldu, ya Ömer.” diyerek, onun şahsında bütün Müslümanlara ölçüyü göstermişti.(7)

    Rabbimiz şu ayeti kerime ile bize buyurdu ki;

    “Allah ve melekleri, Peygambere salât etmekte (onun şerefini gözetmeye, şânını yüceltmeye özen göstermekte) dir. Ey inananlar! siz de ona salât edin, (onun şânını yüceltmeye özen gösterin) içtenlikle selâm edin ve gönülden teslim olun “ (Ahzâb/56)

    Bu emirler ışığında yaşamayı gaye edinen sahabilerin en önemli görevi, Resûlullah’a olan iman ve itaat ettiklerini göstermek ve sevgisini kazanmaktı. Ona olan bağlılıklarının yolu da ona iman etmek ve ona tabi olmaktan geçiyordu.

    “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa, Allah’a ve Rasûlü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin” (Mücadele /22)

    Allah Rasûlü (s.a.s.) veda hutbesinde İnsanlığa şöyle sesleniyordu;

    “-Şüphesiz, (ahirette) çağrılıp gitmem yakındır. Size iki büyük ve hukuku ağır emanet bırakıyorum. Birisi, Aziz ve Celil olan Allah’ın kitabı Kur’an. Diğeri de gözümün nuru Ehl-i Beytimdir. Allah’ın kitabı Kur’an; semadan yeryüzüne uzatılmış (ilâhî ve nuranî) bir iptir. Lâtif ve habîr olan (her şeyi bilen Rabbim) bana bildirdi ki: Kur’an’la Ehl-i Beytim (âhirette) Havz-ı Kevser’in başında bana gelene kadar birbirinden ayrılmayacak. Öyleyse, sizler (size emanet ettiğim) bu iki şeyde bana nasıl halef olduğunuza (benden sonra onlara nasıl davrandığınıza) iyi bakınız; onların hakkını korumaya dikkat ediniz!” (8)

    İbni Abbas (r.a.) rivayet etti ki: Şura suresi 23. Ayeti nazil olduğu zaman .

    ‘’De ki:Sizden yakınlarıma sevgi duymanızdan başka bir karşılık istemiyorum.” (Şura/23)

    Dediler :

    ‘’-Ya Resulullah yakınlık duyup sevgi göstereceğimiz akrabalarınız kimlerdir?’’

    Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdu ki :

    ‘’-Ali Fatıma ve onun evlatlarıdır.’’ (9)

    ‘’-Allah’a yemin ederim ki, bana ve Ehl-i Beytime buğzeden ve bizi üzen kimse, muhakkak cehenneme girer.” (10)

    Hasan-ı Basrî (r.a.)der ki; “-Vallahi yeryüzünde bulunan bütün müminler bu ilâhi biatin (ahdin ve anlaşmanın) içine dâhildir” (11)

    ‘’Biatin tarihin derinliklerinde kalacak birşey olmadığını, bu ayet-i kerimenin ikinci Akabe Biatindeki Müslümanlar hakkında indiğini fakat onun kıyamete kadar ümmet-i Muhammed’den Allah yolunda (nefsi ve din düşmanlarıyla) cihat eden herkesi ilgilendirdiğini söyler.(12)

    Tüm bunlara rağmen Müslümanlar;

    ~Allah Resûlü’nün (s.a.s.) adını kullanarak insanları aldatanları görüyorsa!

    ~Seyyid olmadığı halde Hz. Peygamber’in (s.a.s.) evlatlarının adını kullanıp bundan çıkar ve menfaat elde etmeye çalışanları biliyorsa!

    ~Müteseyyid olup Resûlullah’a (s.a.s.) (layık olmayan hayat yaşayan ve bunun sonucunda insanların, Resûlullah ve evlatları hakkındaki imanını ifsad etmek ve itibarını düşürmeye sebep oluyorsa!

    ~Resûlullah’ın (s.a.s.) sünneti ve hadislerini inkar ediyorsa!

    ~Resûlullah’ın (s.a.s.) ailesi alaya alınıp hakaret ediliyorsa!

    ~Resûlullah’ın (s.a.s.) hadislerine yanlış anlam vererek Resûlullah ve ailesini sıradanlaştırmak için algı oluşturup ,Müslümanların Resûlallah’a olan imanlarını sarsmaya çalışıyorsa!

    ~Dinde olmayan kendi heva ve heveslerini din diye insanlara telkin ediyorsa!

    ~Bidatları din diye Müslümanlara kabul ettirmeye çalışıyorsa!

    ~Müslümanların birliğini sağlamaya çalışmayıp fitne ve ihtilafı artırıyorsa!

    ~Din adına Allah (c.c.) Resûlü’nün vasıflarını ve masumiyetini kendisine yakıştırarak şirk koşuyor ve kendisine tabi olunmasını istiyorsa!

    ~Resûlullah’ı (s.a.s.) günlük sosyal hayatında, ticaretinde, idareciliğinde, adaletinde, komşuluğunda örnek almıyorsa!

    Sonuç olarak biz de bilerek veya bilmeden bunlara katılıyor veya durup bunları sadece izliyorsak, kendimize soralım mı?

    ~Biz Resûlullah’a (s.a.s.) iman ettik mi ?

    ~Biz Resûlullah’a (s.a.s.) biat ettik mi ?

    ~Biz Resûlullah’ı (s.a.s.) hayatımızın her alanında ölçü alıp, ona itaat ettik mi ?

    Salât ve selâm Allah’ın Rasûlüne ve Onun pâk Âl-i Âbasına, Ehl-i Beyti,Ashâbı ve Ehl-i Beyt Muhibbanları üzerine olsun. Ey Rabbi-miz Bunu bizden kabul buyur;Kuşkusuz Sen,Her şeyi işiten ve Her şeyi Bilen’sin.

    Cesim ZEYDANİ – 08-05-2022

    Dipnot.

    ~1 (Umdetü’l-kârî şerhu Sahîhi’l-Buhârî,nşr. Abdullah Mahmûd Muhammed Ömer (Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1421/2001), 1: 212.)

    ~2 (T.D.V. İslam Ans. “Biat” md. VI, 120-122)

    ~3 (İbnu Mace, Cihad, 41)

    ~4 (İbnu Hişam, II/75)

    ~5 (Terbiyetü’l-Evlâd, 2: 1026)

    ~6 (Müslim, İman: 69.)

    ~7 (Buhârî, Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tere, I, 31)

    ~8 (Ahmed, Müsned, 111,17;V,182;Tabarânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, V, 154 (No:4922, 4923).Bkz: Tirmizî,)

    ~9 (El Kurtubi:El Camiul El Ahkam El Kur’an

    ~10 (Hâkim, Müstedrek, III, 150; İbn u Hıbbân, el-Ihsân, XV, 435. (No:6978)

    ~11 (Bursevî, a.g.e, 3/652.)

    ~12 (İmam Kurtûbî el-Câmî 8/186.)

    Post Views: 488
    Paylaş:
    Previous ArticleHZ.ZEYNEB’İN KERBELÂ KATLİAMINDAN SONRA KUFE VE ŞAM HALKINA HİTABEN YAPTIĞI BEDDUA NİTELİĞİNDE TARİHİ KONUŞMASI!!!
    Next Article BUCAK AŞiRETİ’NİN BÜYÜK DEDESİ SEYYİD HACI ALİ EFENDİ KİMDİR!NEREDEN SİVEREK-E GÖÇETMİŞTİR:

    Related Posts

    PEYGAMBER EFENDİMİZİN TORUNU HZ.HÜSEYİN KERBELA MEYDANINDA DEVESİ ÜZERİNDE OKUDUĞU CUMA HUTBESİ!!!

    7 Haziran 2025

    HZ.ALİ KEREM ALLAHU VECHE CİN TAİFESİNİ İSLAMA DAVET ETMESİ!!!

    6 Haziran 2025

    HZ.PEYGAMBERİN (SAV)’MIN EHLİ BEYTİ İLE ZİKİRETMEK ÜMMETİ MUHAMMED İÇİN ŞİFADIR.!!!

    5 Haziran 2025

    Comments are closed.

    Son Yazılar
    • PEYGAMBER EFENDİMİZİN TORUNU HZ.HÜSEYİN KERBELA MEYDANINDA DEVESİ ÜZERİNDE OKUDUĞU CUMA HUTBESİ!!!
    • HZ.ALİ KEREM ALLAHU VECHE CİN TAİFESİNİ İSLAMA DAVET ETMESİ!!!
    • HZ.PEYGAMBERİN (SAV)’MIN EHLİ BEYTİ İLE ZİKİRETMEK ÜMMETİ MUHAMMED İÇİN ŞİFADIR.!!!
    • ARTUKLU DEVLET BAŞKANI EMİR ARTUK BEYİN DAMADI VE MANEVİ DANIŞMANI SEYYİD ŞEYH HASAN ZERRAKİ’NİN MEZAR YERİ TESPİT EDİLDİ!!!
    • DÜNYAYI VE İNSANLIĞI SARAN MUSİBETLERDEN İBRET ALMAK !!!
    Arşivler
    • Haziran 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    Etiketler
    arap ayet el-kürsi aşiret beylik büyük selçuklu cuma hutbesi doğu ebu talip ehli beyt Ehlibeyt elçi emirül müminin güneydoğu hadis hz. ali hz. fatima hz. hüseyin hz. nuh hz. zeynep hırka-i şerif imam cafer sadık imamı şafii kerbela kuran kürt malazgirt mervan bin hakem muaviye Nakibuleşraf nikabet osman bey osmanlı peygamber resulullah seyyid sultan alparslan torun zemanşeri Şerif şiir
    YAZARLAR
    Dr. Seyyid Hüseyin ZERRAKİ
    Dr. Seyyid Hüseyin ZERRAKİ
    Nevzat BAKIRCI
    Nevzat BAKIRCI
    Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK
    Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK
    Seyyid Abdulbaki ZEYDİ
    Seyyid Abdulbaki ZEYDİ
    Seyyid Cesim ZEYDANİ
    Seyyid Cesim ZEYDANİ
    Doç. Dr. Ömer Faruk HİLMİ
    Doç. Dr. Ömer Faruk HİLMİ
    Dr. Özden AYDIN
    Dr. Özden AYDIN
    Seyyid Yavuz ÖZDEN
    Seyyid Yavuz ÖZDEN
    Kategoriler
    • Bilim ve Teknoloji (2)
    • Ehli Beyt'e ve Hz. Ebu Talib'e Atılan İftiralara Cevaplar (3)
    • Ehli Beyt'in Faziletleri (16)
    • Fıkıh (5)
    • Genel (511)
    • Hadis (4)
    • Hz. Ali'nin Hayatı (8)
    • Nakibul Eşraf (4)
    • Tasavvuf (1)
    © 2025 NEOWEBTECHS.
    • Anasayfa
    • Yazarlar
    • Üye Girişi

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.