Asıl adı Halid b. Velid b. Mugîre’dir. Mahzum oğullarındandır. Ehlisünnet ve’l-Cemaat onu “Seyfullah”yani “Allah’ın Kılıcı” olarak adlandırmıştır. Babası önde gelen zenginlerdendi. Öyle ki, servetinin haddi hesabı yoktu.
Abbas Mahmud Akkat, bu konuda şöyle der: (Halid b. Velid’in babası) kendi zamanındaki herkesten daha zengindi. Ve her çeşit zenginlikleri vardı. Altınları, gümüşleri, bağları, asma ağaçları, ticaretleri, hizmetçileri, köleleri ve cariyeleri herkesten daha çoktu. Bu yüzden onu, döneminin tek zengini anlamında “vahîd” diye çağırırlardı.[329]
Kurân-ı Kerim, Velid b. Mugîre’yi cehennem ateşi ile tehdit etmiş, onun için en kötü yeri vaat etmiştir. Nitekim Allah-u Taâla onun hakkında şöyle buyurur:
“Benimle tek olarak (vahîd) yarattığım şu adamı yalnız bırak. Ona uzun uzadıya mal verdim. Gözlerinin önünde duran oğullar verdim. Ona imkân üstüne imkân tanıdım. Hâlâ da gözünü dikmiş artırmamızı umuyor. Asla! Çünkü o, ayetlerimize karşı inatçı kesildi. Pek yakında onu sıkıntılara sokacağım. Doğrusu o, iyice bir düşündü ve kendince ölçtü-biçti. Geberesice, nasıl da ölçtü-biçti! Sonra gene de geberesice, nasıl da ölçütü-biçti! Sonra baktı. Sonra surat astı ve kaşlarını çattı. Sonra da arkasını dönüp kibirlendi. ‘Bu, ötelerden beri söylenegelen büyüden başka bir şey değil; bu, ancak bir insan sözüdür!’ dedi. Ben de onu Saqar’a[330] atacağım.”[331]
Derler ki: Velid, Peygamberimizin (s.a.a) yanına gelerek, yeni dini yaymaktan vazgeçmesi karşılığında ona mal ve servet vaat etti. O sırada şu ayet nazil oldu:
“(Ey Muhammed!) Eğriye doğruya hep yemin edene, fakir olana, daima ayıplayana, laf getirip götürene, hayra engel olana, hakka tecavüz edene, günahkâra, bütün bunlardan sonra halka karşı kaba davranana ve kötülülükleriyle maruf olana mal ve oğul sahibi olmasından dolayı itaat etme. Ayetlerimiz ona okunduğu zaman ‘Bunlar, eskilerin masalları’ der. Biz, yakında onun burnu üzerine damga vurup işaretleyeceğiz.”[332]
Velid, kendisini peygamberliğe Hz. Muhammed’den (s.a.a) daha layık görür ve şöyle derdi: Nasıl olur da peygamberlik ve Kurân, fakir Muhammed’e iner de Kureyş’in büyüğü ve efendisi olan benim gibi biri bundan mahrum kalır?
İşte, Halid b. Velid, bu inançla İslam’a ve Peygamber’e düşmanlık üzere yetiştirildi. Bu İslam, babasını akılsız biri olarak nitelendirmiş, tacını ve tahtını elinden almıştı. Bu nedenle de Halid, tüm savaşlarda Peygamber’in karşısında savaştı.
Hiç şüphesiz Halid de babası gibi