“İSLAMİYETİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN DERNEK OLARAK GEREKLİ REÇETEMİZ;
İslam aleminin daha güçlü hale gelmesini sağlamak için bütün İslam mezhepleri birbirlerinin değerlerine dil uzatmadan kardeşçe birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını temenni ediyoruz…
Bugün İslam Dünyasın’da özlenen huzur ve barışın yolu Resulullah’ın torunları Seyyid ve Şeriflerden Geçeceğini bunu böyle bilmenizi istiyorum.
Hazreti Resulullah (SAV) in ümmetine emanet ettiği Ehli beytine gerektiği gibi sahip çıkılırsa bu problemleri’de beraberinde aşmış olacağız.Bugün
İslam coğrafyasında yaşanan olaylar ve katliamların tablosuna baktığımızda Afganistan’da Pakistan’da Irak’ta,Suriye’de,
Libya’da Somali’de Sudan’da ,Fas’ta, Tunus’ta,Yemen’de Mısır’da hepsi de kan ve revan içerisindeler;
Bu durumda olan daha birçok İslam ülkeleri de vardır. Manası sevgi ve barış olan kardeşliği hakkı,adaleti ve merhameti öğütleyen İslam dinini ve onun yolu ve esaslarını gösteren yüce rehber Kur’an-ı Kerim’i yanlış yorumlayan yada cehaletlerinden dolayı yanlış istikametlere götürenler ve gaflet içerisinde olanlar yüzünden İslam dünyası asırlardır huzur,barış, ve esenliğe muhtaç hale gelmiştir.
PEKİ BUNLARI BARIŞTIRMAK İÇİN NE YAPILMASI GEREKİR?
Yüce Allah’ın anayasası Kur’an-ı Kerim-i ve İslam peygamberi Hz.Muhammed Mustafa’nın (sav) Ehli beyti ile ilgili buyurduğu sahih hadislerini dosdoğru yorumlamak ve mübarek ehli beyti olan seyyidlerimizin ve Şeriflerimizin etrafından toplanarak onların üncülüğünden allahin izniyle islam alemi toparlanabilir kanısındayım…
MÜSLÜMANLARDA DÖRT ELLE SEYYİDLERİMİZE
SARILARAK SAHİP ÇIKACAKLAR..
CUMA HUTBELERİNDE MUTLAK SURETLE RASULULLAH’IN EHLİ BEYTİNİ TORUNLARINI MÜSLÜMANLARA ANLATILACAK.. ANLATMADIĞINIZ MÜDETÇE İSLAMİYETİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ SAĞLAYAMAYIZ.
BURADAN ÖZELLİKLE
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI VE YETKİLİLERİNE SESLENİYORUM?
Sizler Cuma Hutbelerinde ve Beşvakit namazda camii cemaatine doğru dürüst Ehli beyti Seyyidleri Anlatmadığınız ve tanıtmadınız Müdetçe İslamiyetin ve ülkemizin Birlik ve Beraberliğini Sağlayamazsınız!
Müslümanların da Ehl-i Beyt-i sevmeden onların sevgisi olmadan onları tanımadan yapılan ibadetler görülen ilim ve irfan Yüce Allah’ın katında ne kadar geçerli olabilir?
Buradan bütün Müslüman kardeşlerime sesleniyorum!sizler bu mübarek dini seçip islama girdikten sonra bu kiymetli aileyi sevmekten başka çareniz yoktur..
Yarım yamalık sevgi olmaz.
Yüce Allah Müslümanlara bu ailenin sevilmesini emirediyor:
Hz.Peygambere itaat etmeyi saygı ve sevgiyi farz kıldığı gibi,risaletine karşılık bütün mü’minlere O’nun Ehl-i Beytini torunlarini sevmelerini de farz kılmıştır.
Bu emir, Kur’an ve Sünnet ile sabittir.
Hakikati idrak etmek için şu birkaç ayet bile yeterlidir:”
ALLAHU TEÂLÂ KURANDA ŞURA SURESİ 23.AYETTE ŞÖYLE BUYURUYOR:
KULLA ESELEKUM ALEYHİ ECREN İLLEL MEVEDDETE FİL KURBA.
“TÜRKÇE MEALİ”
DEKİ SİZDEN TEBLIĞİME KARŞILIK BİR ÜCRET İSTEMİYORUM,İSTEDİĞİM ANCAK EHLİ BEYTİME VE YAKINLARIMA SEVGİDİR.
KURANI KERİM BAŞKA AYETİ AHZAP SURESİ 33.AYETİNDE ŞÖYLE BUYURUYOR
İNNEMA YURİDULLAHU LİYUZHİBE ANKUMURRİCESE EHLEL BEYTİ VE YUTAHHİRREKUM TATHİRA;
“TÜRKÇE MEALİ”
EY EHLİBEYT PEYGAMBERİN EV HALKI ANCAK VE ANCAK ALLAH SİZDEN HER TÜRLÜ KİRİ GİDERİP SİZİ TERTEMİZ YAPMAYI DİLER.
KURANDA BUNLARA BENZER ÇOK AYETLER VARDIR.
ALLAH TEÂLÂ
ENFAL SURESİ 41.AYETTE’DE ŞÖYLE BUYURUYOR.
“Eğer Allah’a hak ile batılın ayrıldığı gün,iki ordunun bir biri ile karşılaştığı gün (Bedir Savaşı’nda) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız,bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’a, Resulüne, onun akrabalarına (ehl-i Beytine), yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir.Allah her şeye hakkıyla kadirdir”
Ehl-i Beyt,Hamse-i Âl-i Âbâ”dır. Rasulullah’ın (sav) kendisi başta olmak üzere âbâsı altıdaki Hz,Fatıma,Hz.Ali, Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin’dir
Bu,farklı bir seçilmişliktir.
Nitekim Ehl-i Beyt’i canı gibi seven Rasulullah’ın (sav) mübarek hanımı Ümmü Seleme anamız’da, âbâ altına girmek istediğinde Hz. Peygamber ona şunu buyurur:”
Ey ümmü seleme Sen hayır üzeresin”
Ahmed bin.Hanbel Müsned,25339 , 25383; İbn Cerir,Tefsir,C.22 / S.6,7, 8
Bu yüce zevatlar İslam’ın direkleridir, kaideleridir.
Bu yüce zevatlar ve değerler,Arap, Acem,Türk,Kürt, Laz,Çerkez,Boşnak ve tüm Müslümanların sevecekleri ve kendilerine sığınacakları Allah’ın rahmet ocaklarıdır.
Müslümanlar ne zaman İslam’ın bu ana direklerine sırtlarını döndüler, ve uzak düştüler; o zaman fitneler aldı başını gitti.Ne zaman bunlarla bir oldular, bunların nefesiyle yeşerdiler; o demde bereketlendiler ve şahlandılar.
Hz.Peygamberin, ümmetinin kendilerine yapıştıklarında asla sapmayacaklarını beyan buyurduğu iki Ağır emanetten biri Allah’ın kitabı Kur’an-ı kerim diğer ise Ehl-i Beyt’tir:
Tirmizî, Menâkıb: 31; Müsned, 3:14,17,26
Bu iki emanette dair naslar ve rivayetler sahihtir,sağlamdır.
Zehebi’nin sukut ettiği,biri Allah’ın kitabı Kur’an,diğeri Sünnetimdir Hâkim,1 / 93 şeklindeki zayıf rivayetteki “Sünnet” de Ehl-i Beyt’ten asla ayrı düşünülemez.
Bu manada Ehl-i Beyt,hem canlı sünnettir,hem de Rasulullah’ın, diğer sahabilere yazmalarını yasakladığı halde, Hz.Ali’ye bizzat yazmasını emretmesi sebebiyle Sünnet’in yazılı kaynağı ve teminatıdır. Ehl-i Beyt, bizzat Ehl-i Sünnettir,sünnetin kendisidir,hikmet, hakikat ve takvanın örnek halidir.
Ehl-i Beyt’ten kopuk ve ona karşı bir duruş; Ne Ehl-i Sünnet olunabilir,
ne de Ehl-i takva!
Ehl-i Beyt’in seçilmişliği bizzat Yüce Allah ve O’nun Rasulu’nun beyanlarıyla sabittir.
Naslar,sadece Ehl-i Beyt’in seçilmişliğini ortaya koymuyor; aynı zamanda bizzat onları sevmeyi ve onlarla beraber olmayı mü’min olanlara farz kılmıştır. Müslümanlar,henüz Rasulullah’ın dar-ı bekaya intikalı akabinde bu ilahi emre tabi olmak hususunda zaafiyet göstermeye başladılar Bu zaafiyet, Hz. Peygamberin Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır” diye nitelediği velayetin şahı Hz.Ali ile savaşmaya ve ardından’da Rasulullah’ın öpüp kokladığı cennet gençlerinin efendisi Hz.Hüseyin’i aile efradıyla birlikte Kerbela’da şehit etme mezalimine kadar vardılar.
Ehl-i Beyt nefesiyle İslam olan Yüce Türk milleti,onlara saygı,sevgi,hürmet ve itaatte kusur etmediği dönemlerde izzet ve ikbal buldu.Onlara sırtını dönüp kılıç çektiği devirlerde ise,zillet ve helake doğru sürüklendi.
Ehl-i Beyt ve evlatları,ümmet-i Muhammed için hem bir imtihan, hem de teminattır. Türk milleti ve İslam alemi,dün olduğu gibi bugün de Ehli Beytin imtihanındadır. Fitnelerin ayyukaya çıktığı ve ahir zaman alametlerinin zuhur ettiği dünyanın son döneminde Türk milleti ve İslam aleminin birlik ve beraberliğin sağlanacağı yegane adresi Ehl-i Beyt’tir. Ehl-i Beyt,hepimizin ortak paydası ve yegane adresidir. Ehl-i Beyt, Nuh’un gemisi gibidir,binen kurtulur,onlara sırt çeviren’de helak olur
Hâkim,
Müstedrek,III,151 Ahmed,Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No: 2636-2638) Hadis-i şeriflerin beyanı ve müjdeleri bu yöndedir.
Öyleyse Allah’ın razı olduğu insan ve toplum olmamız için,yol ve erkan,Allah ve Rasulü’nün emir ve tavsiye ettiği bu ilahi birlik ve güzellik adresinde yeniden buluşarak ve birleşerek derlenmektir.Hakk’a kulak veren,Nuh’un gemisine biner, kurtulur.Gerisi helaka sapmaktır, fesad ehline,nifak ehline ve Haçlı’ya uşak olmaktır.
Ehl-i beyt’in sevgisi yavan ekmek gibidir,Yavan ekmeği nasıl yersin? O ekmek kaymaklı ballı olsa daha da lezzetli olur ! Ehl-i Beyt sevgisi de gerçek müminler için kaymakla bal gibidir.Allah’u Teâllâ Ehl-i Beyt’e apayrı bir tat ve lezzet vermiştir ama anlayana,bulana,
ve bilene…Bugün tarikatların, cemaâtlerin, Medreselerin, ilahiyat fakültelerin Ehl-i Beyt’ten haberleri yoktur,
ve olmadığını’da görüyoruz,
Ehl-i Beyt kimdir ? nerededir,nasıldır, ne yapar,ne eder açmı susuzmu işi aşı varmı ? Kimse bilmiyor tanımiyor
Bu kutlu soydan haberleri olmayan ve tanımakta istemeyen çok cemaàtler,kişi ve kişiler vardır. Hz.Peygamber Efendimiz S.A.V. Şöyle buyurmuştur: “Benden sonra Ehl-i Beytim’le imtihan olunacaksınız.”
(Taberani) “Bugünkü halimize bir bakalım,biz bu imtihanın neresindeyiz allah aşkına..Söyleyin.?
Resulullah
(s.a.v)vefat etikten sonra ümmetine emanet ettiği güzide torunlarına ve kıyamete kadar devam eden zürriyetlerine Seyyid ve Şeriflere sahip çıkılmadı. Katledildiler, yerlerinden ve yuvalarından sürüldüler halen de İslam ülkelerinin çoğununda bu kutlu soya karşı saygı ve hürmet yoktur. Tanımıyorlar ve tanımak’ta istemiyorlar sunni dünyasında
ehlibeyt denilince şii,caferi,bektaşi,ve alevi zanediyorlar
O’ki ehlibeyt peygamber efendimizin torunları demektir Biz dernek olarak sunni itikati üzereyiz,lakin ayırım yapmiyoruz daima islamiyetin ve ülkemizin birlik ve beraberliğimizin savunucusuyuz.. Sizlere soruyorum? Ehli Beyt’in ana vatanı Mekke ve Medine’de kaç aile Seyyid ve Şerif yaşadığını biliyor musunuz? Maalesef çok komik bir rakam 30 aile yaşıyor Çünkü Emeviler ve daha sonrası Vahhabi rejimi onları oradan kovmuşlardır Dünyadaki Peygamber (s.a.v)efendimizin soyu seyyidlerin yarısından fazlası türkiyede yaşıyorlar.
Dernek olarak biz Seyyidleri ve Şerifleri kayıt altına alarak onları bir aile çatısı altında tutup birlik ve beraberliğimizi pekiştiriyoruz.Tabi ki hakiki Seyyidleri Derneğimiz çatısı altında topluyoruz çünkü her şeyin aslı olduğu gibi sahtesi de mevcuttur.Yani sahte seyyidler de vardır Osmanlı bunun için Nakibul Eşraflık diye bir kurum kurmuştur,
bu kurum görevi hakiki Seyyidleri kayıt altına alıp sahte olanlardan ayırıp halkın kandırılmasının önüne geçmiştir bu şekilde sahte Seyyidliğin İslama,Ümmeti Muhammede zarar vermesinin önüne geçmeye çalışmıştır, maalesef bugünde böyle bir sorun mevcuttur sahte Seyyidlik İslama ve insanlığa zarar vermektedir… Kısacası müslümanların birlik ve beraberliğin sağlanmasının yolu Hz Resulullahın Ehli beytine,sahip çıkmakla ve onları sevmekle olur. Evladı Resul olan Seyyid ve Şeriflerimize sahip çıkacağız onlarla birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek Peygamber efendimizin Livai Hamd sancağının altında toplanacağız inşallah.